Salı, Ocak 29, 2008

PORSELEN DEMLIK CAY SAATI TARIFLERI -12 VE GULLU KEK


Aslında tatil dolayısıyla Urla'ya gidecek ve bir süre tarif ekleyemeyecektim ama bir siparişi yetiştirebilmek için gidişimi yarına erteleyince fırsattan istifade bloğuma gelerek beni davet eden sevgili tarifdunyasi.blogcu.com arkadaşımızın etkinliği için bir tarif eklemeden gitmemeye karar verdim.Bu tarif sıradaki tarifti ve bu etkinliğe çok yakışacağını düşünerek etkinliğe bununla katılıyorum.Bu kek sünger gibi çok yumuşak ve çok lezzetli oluyor.Sevgili arkadaşımıza kolay gelsin diyor ve hemen tarifime geçiyorum.


GÜLLÜ KEK:


Malzemeler:




  • 1 su bardağı sıvıyağ


  • 1 su bardağı süt


  • 1 su bardağı şeker


  • 3 adet yumurta


  • 1 paket vanilya


  • 1 paket kabartma tozu


  • gül yaprakları (kurutulmuş)


  • 2 çorba kaşığı gül suyu


  • Aldığı kadar un


  • istenirse kırmızı gıda boyası(1 kürdanın ucu kadar)


Yapılışı:





  1. Yumurta ve şekeri krema haline gelinceye kadar çırpalım.


  2. Ayrı bir yerde un, kabartma tozu, gül yaprakları ve vanilyayı karıştıralım.


  3. Yumurtalı karışıma ; süt, sıvıyağ ve gül suyunu da ekleyip yeniden çırpalım.Gıda boyasını da ekleyelim.


  4. Unlu karışımı ekleyip mikserin en düşük devriyle yeniden çırpalım.Çok koyu bir kıvam olmayacak , ununu buna göre ayarlayalım.


  5. Gül şeklindeki silikon kalıba dökelim(başka bir kalıp da olabilir ama ortası delik olsun).


  6. Önce 180 derecede 20 dakika kadar pişirip sonra ısıyı 160 derceye düşürelim ve 15-20 dakika daha pişirleim.


  7. Pudra şekeriyle süsleyelim.İstenirse taze gül yapraklarıyla da süslenebilir


  8. Afiyet Olsun!

Cuma, Ocak 25, 2008

MINI MINI PIZZALAR

Kızım da bende pizza yemeye bayılıyoruz.Arada dışardan sipariş versek de genelde ben yapmayı tercih ediyorum.Evde ne varsa dolduruyorum pizzanın üstüne.Hiç sebze sevmeyen kızım pizzanın üzerinde brokoli bile olsa yiyecek çünkü.Ben genelde pizzamı bol malzemeli ve karışık sevrim.Mantar da mutlaka olmalı.Kocaman pizzayı yemenin keyfi bir başka olsa da arada böyle kolayca yenebilecek mini pizzalar da yapıyorum.Neyse lafı daha fazla uzatmadan tarifime geçeyim de okulların tatile girdiği bugün çocuklarımıza yapıp onları sevindirelim.



MİNİ PİZZA:
Malzemeler:

  • 2 su bardağı ılık süt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket yaş veya kuru maya
  • 2 yemek kaşığı toz şeker
  • 2 çay kaşığı tuz
  • 5-6 su bardağı un (Aslında aldığı kadar un desem daha iyi olacak)
  • 1 adet yumurta(akı hamura sarısı üstüne olacak)

Harcı için:

  • 1-2 adet domates
  • yeşil biber
  • salam,sosis,sucuk
  • mantar
  • zeytin
  • kaşar rendesi
  • karabiber,kekik v.b.

Sosu için:

  • 1 çorba kaşığı domates salçası
  • 1 çorba kaşığı biber salçası
  • 1 çorba kaşığı sıvıyağ
  • 3-4 çorba kaşığı su
  • (Bunların hepsini karıştırın)

Yapılışı:

  1. Ben hamurunu ekmek makinesinde hazırladım ama elde hazırlamak isteyen olursa diye onu da tarif edeyim:ilk olarak bir karıştıram kabına unu döküp ortasını havuz şeklinde açalım.
  2. İçine mayayı, ılık sütünü,yumurta akını, sıvıyağı unun üzerine ise tuzunu ve toz şekerini serpelim.Mayayı bu ılık sütle eritelim ve iyice yoğuralım.Gerekirse su ilave edebiliriz.
  3. Biraz mayaya gelmesi için bekletelim.Sonra ceviz büyüklüğünde bezeler yapıp yağlanmış bir tepsiye dizelim.Parmak uçlarımızla bastırıp bezeleri yassılaştıralım.
  4. Üzerine önce yumurta sarısını sonra da sosunu sürelim.(Ben kenarlara yumurta sarısı ortaya da sadece sosunu sürdüm)
  5. İstediğimiz malzemleri küçük küçük kesip pizzalarımızın üzerlerine serpelim.
  6. Üstüne kaşar rendesi ve en üste de karabiber ve kekik serpelim
  7. Biraz (yarım saat kadar) tepsi mayasına gelmesini bekleyip sonra önceden ısıtılmış fırında 200 derecede 10-15 dakika kadar pişirip sıcak sıcak servis yapalım.
  8. Afiyet Olsun!


Salı, Ocak 22, 2008

PORSELEN DEMLIK CAY SAATI TARIFLERI -11 VE CIKOLATALI MISIR TOPLARI

Porselen Demlik Etkinlikleri hız kesmeden devam ediyor.Bu haftaki etkinliği sevgili HOBİEVİGARDENYA70 düzenliyor.Ben de etkinliğine katılmak için sıradaki tarifimi onun için yayınlıyorum.Bu fazladan patlattığınız mısırları değerlendirmek için çok güzel bir tarif.Ayrıca da çocuklar bayılarak yiyorlar ve görüntüsü de çok güzel.Tarifi SOFRA'nın Aralık sayısından almıştım.Ellerinde bu sayısı olmayanlar için buraya da yazmak istedim.Evsahibi arkadaşımıza kolaylıklar diliyor ve hemen tarifime geçiyorum.


ÇİKOLATALI MISIR TOPLARI:

Malzemeler:


  • 2 paket sütlü çikolata (80'er gramlık)

  • 25-50 gr. margarin

  • 3 su bardağı patlamış mısır

  • 3 çorba kaşığı renkli şekerleme

Yapılışı:



  1. Sütlü çikolata ve margarini birlikte benmari usulü eritin (Ben mikrodalgada eritiyorum.Hem daha çabuk hem de daha temiz oluyor)

  2. Derin bir kaseye patlamış mısırı ve 2 çorba kaşığı renkli şekerlemeyi koyun.

  3. İçine erimiş çikolatayı ilave edin ve bütün malzemeyi karıştırın.

  4. Diğer tarafta muffin kalıplarının içini küçük kek kalıplarıyla kaplayın.

  5. Kağıtların içine kalan 1 çorba kaşığı kadar renkli şekerlemeyi eşit olarak serpin.

  6. Daha sonra çikolatalı karışımı şekerlemelerin üzerine paylaştırın.

  7. Her bir mısır patlağının ortasına 1 adet çubuk saplayın ve elinizle hafifçe üzerine bastırın.

  8. Derin dondurucuda 1 saat bekletip yağlı kalıplardan çıkarın ve servis yapın.

  9. Afiyet Olsun!

Perşembe, Ocak 17, 2008

PORSELEN DEMLIK CAY SAATI TARIFLERI -10 VE PORTAKALLI ALTINTOPLAR

Arkadaşlar bu ayki Porselen Demlik Çay Saati Etkinliği ev sahipliğini sevgili womentuana.blogcu yapıyormuş. Kendisine kolaylıklar diliyor ve uzun zamandır sırada bekleyen bir tarifimle katılmak istiyorum.Görüntüsüyle aynı trufflara benzeyen ama içinde çikolata veya krema bulunmayan çok güzel ve çok pratik bir tarif.Üstelik oldukça da ekonomik çünkü portakal veya mandalina kabuğundan yapılıyor.Üstelik çoluk çocuk hepsi de tadına bayılıyor.Neyse lafı daha fazla uzatmadan hemen tarife geçeyim:


PORTAKALLI ALTINTOPLAR:


Malzemeler:


  • 5-6 portakalın kabuğu (mandalinayla karışık da olabilir)

  • tozşeker

  • 1 su bardağı kadar ceviziçi

  • 1-1.5 paket Pötibör bisküvi

  • Tarçın

  • Hindistancevizi


Yapılışı:



  • Kabukları 2-3 gün suda bekletip her gün suyunu değiştirin.

  • Yeterince bekleyince kabukları bir tencereye alıp üzerlerini geçecek kadar su koyup haşlayalım.

  • Ezilecek kıvama gelince kabukları süzüp iyice ezelim veya robottan geçirelim.

  • Bir mutfak tartısı yardımıyla kabukları tartıp ağırlığı kadar tozşeker ekleyelim.(Mesela 300 gr. Kadar kabuk için 300 gr.tozşeker yeterli.Eğer mutfak tartınız yoksa göz kararı yapın.)

  • Şekerle birlikte kabukları yeniden tencereye alıp iyice macun kıvamına gelinceye kadar pişirelim.Altını kapatıp içine aldığı kadar bisküviyi kırarak ekleyelim.Tarçın ve dövülmüş ceviziçi koyalım.Elimizle top top yapıp Hindistan cevizine bulayalım.Soğuk olarak servis yapalım.(Bir gece buzdolabında dinlendirilirse daha güzel olur.)

  • Afiyet Olsun!

YE:30 DUNYA MUTFAKLARI:CIN MAKARNASI VE KIBRIS TARHANASI

Photo Sharing and Video Hosting at Photobucket
Katılabilecek miyim katılamayacak mıyım diye düşünürken en sonunda bugün oturup tariflerimi ve resimlerimi ekleyip son anda bir yetişeyim bu etkinliğe de dedim.Daha porselen demlik var önümde ama yarın allah nasip ederse annemler geliyor bu yüzden onlarla ilgileneceğim ve sık sık giremeyebilirim.Şimdiden sizlerden özür diliyorum.Bir de kızım Cumartesi Saat 10:00 'da sınava girecek.Hepinizin dualarını bekliyorum.Neyse lafı daha fazla uzatmadan sadede geleyim yani evsahipliğini sevgili Tuba'mızın yaptığı dünya mutfakları konulu ye etkinliğine.Ben iki basit tarifle katılmaya karar verdim.Biri Çin Mutfağından Çin Makarnası diğeri ise Kıbrıs Mutfağından olsun dedim ve Kıbrıs Tarhana Çorbası tarifi vermeye karar verdim.Tuba'cığıma kolaylıklar diliyor ve hemen tariflerime geçiyorum.

TAVUKLU ÇİN MAKARNASI:
Malzemeler:
Makarnası için:
  • 2 parça noddle (çin makarnası-sebzelisini kullandım)

  • çeyrek çay bardağı soya sosu

  • 1 çay kaşığı tuz

içine konulacaklar (sebze+diğer)



  • 2 parça tavuk göğsü (hindi de olur)


  • 1 adet büyük boy havuç (benimkiler pek sevmiyor diye ben koymadım)


  • 1 adet kabak


  • 100-150 gr. soya filizi (konserve kullandım)


  • 1 büyük baş soğan


  • 10-15 adet kültür manraı


  • 1 adet kırmızı dolmalık biber


  • 5-10 adet taze fasulye


  • tuz,şeker, kekik , muskat (hint cevizi)


  • sıvı margarin (ben zeytinyağını tercih ettim)


  • soya sosu

Yapılışı:


  1. İlk olarak soğanı halka halka ve incecik doğrayalım.Büyükçe bir tavada (tercihen wok tava) az miktarda bir yağla sotelenir.İyice öldürüldükten sonra içine 1 tatlı kaşığı kadar şeker eklenir ve bir süre sonra pembeleşen soğanlara 1 tatlı kaşığı kadar da kekik konur ve ayrı bir tabağa alınır.


  2. Tavaya az bir miktaryağ daha konur ve kızdırılır.Kızdırılan yağa kuşbaşı doğranmış tavuk etleri eklenir ve rengi değişene kadar karıştırılır.Üzerlerine, 1 tatlı kaşığı kadar kekik ve yine bir tatlı kaşığının ucuyla muskat rendesi konur ve karıştırılmaya devam edilir.


  3. Sonra bunların üzerine yarım fincan kadar soya sosu eklenir ve karıştırılmaya devam edilir.Tavuklar pişince ayrı bir yere çıkarılır.


  4. Sıra geldi sebzelere, bunun için yine biraz yağ konur önce havuçları sonra fasulyeleri ekleriz.Bir iki dakika kadar yağda çevirdikten sonra mantarları ve dolmalık biberleri de ekleriz ve alt-üst ederek karıştırmaya devam ederiz.Son olarak da kabukları soyulmuş ve yarım ay şeklinde doğranmış kabağı da ekleriz ve birkaç dakika kadar tavamızı harlı ateşte karıştırdıktan sonra içine soya sosu ve soya filizini de ekleriz ve 1 dk. kadar harlı ateşte döndürüldükten sonra yine başka bir tabağa alırız.


  5. Yine aynı tavaya yarım su bardağı kadar sıcak su koyarız ve kaynamasını bekleriz.Kaynayan suyun içine 2 adet noddle ekleriz ve çözülene kadar suyun içinde gezdiririz.Su noddlelar ile birlikte kaynamaya yeniden başlayınca içine 1-2 çorba kaşığı kadar soya sosu koyarız ve biraz da tuz ekleyerek suyunu çekene kadar karıştırırız.


  6. Noddlelar pişince içine diğer malzemeleri de ekleyip iyice karıştırır ve sıcak sıcak servis yaparız.


  7. Afiyet Olsun


KIBRIS TARHANASI:

Malzemeler:

  • 1 su bardağı kadar kadar Kıbrıs Tarhanası

  • 6 su bardağı su

  • 4 çorba kaşığı yoğurt (istenirse zaten karışımın içinde de yoğurt var)

  • 3-4 dilim hellim

  • 1 çorba kaşığı sıvıyağ

  • tuz

Yapılışı:

  1. Tarhanayı derin bir kaba alıp üzerine 1 su bardağı kadar sıcak su ilave din ve 15-30 dk kadar bekletin (1 gece önceden suya da koyabilirsiniz)

  2. Tencereyi ocağa koyup içine yoğurt ve tuz koyun (fazla tuza gerek yok genelde hellim tuzlu olur çünkü)

  3. Hafif ateşte arada karıştırarak kaynamaya bırakın.

  4. Ayrı bir yerde küp kestiğiniz hellimi ızgarada veya teflon tavada çok az sıvıyağla kızartın.

  5. Kaynayan çorbaya ekleyip hemen altını kapatın ve sıcak sıcak servis yapın.

  6. Afiyet Olsun!

Salı, Ocak 15, 2008

EDITORYA BLOGLARINIZI TANITIYOR

Arkadaşlar bir kaç gün önce kadar önce blog yazarlarına sonra da blograzziye üye olmuştum.Oradan da Editorya'ya ulaştım ve sitemi kaydettirdim.Sitemi kaydettireli daha en fazla 3 gün filan olmuştu ki (hafta sonuydu) bugün bir de baktım en baş köşede benim bloğum.Oylar sayesinde şu an en beğenilenler listesinde 1. sırada.Pek mutlu oldum ve sizlerle hemen paylaşmak istedim.Sizler de siteyi ziyaret ederek bloğunuzu kaydettirebilir, kaydolmuş bloglara oy verebilirsiniz.Üstelik henüz keşfetme imkanı bulmadığınız birçok bloğu da keşfederek yeni dostluklar edinebilir ufkunuzu daha da geliştirebilirsiniz.Bende oylarınızı bekliyorum tabii.


Sevgiyle kalın.


Teşekkürler Editorya...

Pazartesi, Ocak 14, 2008

EN NIHAYET SOBELERIME CEVAPLAR!!!

Etkinlikler, özel günler arka arkaya gelince cevaplamam gereken sobelerim de bir türlü cevaplanamadı.İki ayrı konuda 3 arkadaşım tarafından sobelendim.İlk olarak son sobeme sonra da daha önceki sobeme cevap vermek istiyorum.


BLOGUN HAYATIMIZDAKI YERI



Sevgili
Aybike’ciğim ve sevgili Betül’cügüm beni bu oyuna davet ettiler.Öncelikle her ikisine de beni dusunup davet ettikleri icin cok tesekkur ediyor ve kisaca cevaplarima geciyorum.



1.Blog yazmaya ilk defa ne zaman başladım?
Blog yazmaya 15.11.2005 tarihinde ilk bloğum olan

HÜLYA’NIN DİYET SAYFASI adlı blogla başladım.Daha sonra bu blog da dahil olmak üzere birkaç blog daha açtım.Ama en çok emeği bu bloğa verdim.En sık güncellediğim de bu oldu sanırım.Blog yazarı olmadan önce Freeserver’dan bir site alıp onu yayınlamıştım ama yazı veya resim yüklerken sorun yaşıyordum ve bu kadar güncel de olmuyordu.İlk zamanlar kimseye yorum yazmıyordum çünkü nasıl yazılacağını henüz bilmiyordum.Sonradan yavaş yavaş alıştım.Bir sürü dostlarım oldu ve gittikçe bu işi daha çok sevdim.Yazmadığım veya nete giremediğim zaman blog dostlarımı özler oldum.


2.Blog yazılarımın konusu belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum? Yoksa içimden geldiği gibi mi yazıyorum?
Aslinda icimden geldigi gibi yaziyorum.Daha da uzun yazmak isterim ama sırf tarif almaya gelen arkadaşlar var ve yazı uzadıkça sıkılıp vazgeçiyorlar diye düşünüp yazılarımı kısa tariflerimi ise bol açıklamalı ve uzun tutuyorum.Genellikle değişik tarifler yer vermeye çalışıyorum.Arada ilk yemek yapmaya başladığım zaman bilemeyip başkalarına sorup öğrendiğim tarifleri de resimli ve ayrıntılı vermeye çalışıyorum ki yeni başlayan arkadaşlara da yardımcı olabileyim.(Mesela ben bamya ayıklamayı filan bilmiyordum.Hep anneme sorardım). Tarif dışında bazen kendimin veya sevdiklerimin özel günlerini de paylaşıyorum ki beni daha iyi tanıyabilesiniz.



3. Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum?
Aslında feragat etmek istemiyorum ama bazen bilgisayar başına oturup yorum yazmaya başladığım zaman vakit birden geçiyor ve bir bakıyorum ki işler kalmış yemek yapmaya ise az bir zaman kalmış.Bazen de evişleri veya çocuklarıma daha fazla zaman ayırmak istiyorum ve blogumu istemeden de olsa aksatabiliyorum. Özellikle okulların tatile girdiği zamanlarda oluyor bu.



4. Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
Valla ben küçüklüğümden beri yazmayı ve bir şeyler paylaşmayı hep sevdiğimden olacak hiçbir zaman sıkılmadım blog yazmaktan.Yani benim için zorunlu bir uğraş değil gerçekten de çok eğlenceli ve zevkli bir olay.Ama bazen moralim bozuk oluyor ve hiçbir şey yapmayı canım istemiyor.O zamanlar girip hiçbir şey yazamıyorum.Sizlerin güzel yorumları ise beni o kadar teşvik ediyor ki anlatamam.Çok zevkle okuyorum yorumlarınızı ve kendimi gerçek bir köşe yazarı gibi hissediyorum.



5. Blog yazmayı daha ne kadar sürdüreceğim?
Valla bu soruya cevap vermek çok zor gibi geliyor bana, elimden geldiğince ve de ömrüm yettiğince bildiklerimi sizlerle paylaşmaya ve de sizlerden bir şeyler öğrenmeye devam etmek istiyorum.Burada o kadar güzel insanlarla tanıştım ve o kadar iyi dostlarım oldu ki bunları hiçbir zaman kaybetmek istemem.Dünyanın 4 bir köşesinden dostlarım var ben onları merak ediyorum birkaç gün yazmayınca onlar da beni.Bu bence çok güzel bir şey.



SEVERIM OYUNU
Bu oyun için beni sevgili
Sevda’cığım 14 Eylül 2007’de sobelemişti.Bu kadar geç kaldığım için öncelikle ondan özür diliyorum.Sonra da cevaplarıma geçmek istiyorum.

Severim... Kendimi üzgün hissettiğim bir anda bir dost sesi duymayı.

Severim... Moralim bozuk olduğu bir anda kızımdan bir öpücük almayı.

Severim... Canım tatlı istediği zaman mutfağa girip bir şeyler yapmayı

Severim… Arkadaşlarıma doğum günleri veya özel günlerinde hiç beklemedikleri bir sürpriz yapmayı.

Severim...Arkadaşlarımın bana hiç beklemediğim bir sürpriz yapmasını

Severim...Sabah erken saatlerde sokaklarda kimseler yokken (yazın tabii) o mis gibi havayı ciğerlerime çekerek yürümeyi

Severim... Arkadaşlarım veya ailem için mutfakta yeni bir şeyler deneyip onları şaşırtmayı....

Severim... Masmavi bir denizde saatlerce hiçbir şey düşünmeden yüzmeyi

Severim... En az 1 hafta her şey dahil bir otelde ailemle tatil yapmayı

Severim... Oğlumu,kızımı,eşimi ,ve bütün ailemi, Kıbrıs’ımı, Türkiye’mi, milletimi…

Severim... yağmurda yürümeyi, kartopu oynamayı.

Severim... şarkı söylemeyi,şiir yazmayı,çikolata ve dondurma yemeyi,fıstık yeşilini,hayaller kurmayı,sevdiklerimle konuşmayı,insanları severim

Daha yazacak o kadar çok şey var ki ….ama sizi daha fazla sıkmayayım.Bu çok uzun bir post oldu çünkü.Sobelenecek kimse kaldı mı bilmiyorum.Çünkü en geç ben cevapladım herhalde.


Ben de ablamı sobeleyim bari.



HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM :-)

Cuma, Ocak 11, 2008

EVLILIK YILDONUMUMUZ VE ILK SEKER HAMURLU PASTAM

Dün evlilik yıldönümümüzdü.Eşime bir süpriz yapmak istedim ve daha önce farklı bir tarif ve farklı bir marka pudra şekeriyle denediğim şeker hamurunu yeniden deneyip onun için mini bir pasta yapmak istedim.İlk denemem olduğu için ve de kısıtlı bir vakitte yapmak zorunda kaldığım için fazla uğraşamadım ama sonucu hepimiz beğendik.En kısa zamanda pastanın ve yaptığım şeker hamurunun yapılışını yayınlayacağım.
Bu arada eşimle daha nice yıllara diyerek evlilik yıldönümümüzü bir de buradan kutluyorum.Kendisi şu anda burada değil.Sınava girmek için Ankara'da bulunuyor.Zaten pastamızı yedikten hemen sonra gitmek zorunda kaldı.Bu yüzden dilediğimiz gibi kutlayamadık.Kendisi de bana süpriz olarak digital bir fotoğraf makinesi almış.Artık bloğuna koyacağın fotoğrafları cep telinle değil bununla çekersin dedi.Çok mutlu oldum.Yakında daha kaliteli resimlerle sizlerle buluşacağım.Şimdilik makineyi çözmeye çalışıyorum.Resimlerin tarihlerini düzeltmeden çekmişim ama artık yeni resimlerim için düzelttim.Herkese iyi bir hafta sonu diliyorum.

Çarşamba, Ocak 09, 2008

IYI KI DOGDUN GONUL DOSTUM OZLEMHAN!!!

Bugün gönül dostum Özlem'in doğum günü.Kendisimi şahsen hiç görmedim ama telefonda o tatlı sesini duyma fırsatım oldu.bir de o güzel gönlünden benim ve kızım için seçtiklerini sizlerle zaten daha önce paylaşmıştım.Kaç gündür çok yoğun olduğum için nete giremedim ve anca şimdi fırsat buluyorum.Eğer evdeyse biraz sonra arayıp sesini de duyacağım ve telefonla da kutlayacağım. Ona güzel bir hediye göndermek istedim ama bazı aksilikler yüzünden olmadı.Bu yüzden ona gönderemesem de onun için bir pasta yaptım ve buradan kutlamak istiyorum onu:

İYİ Kİ DOĞDUN ÖZLEMHAN!!

İYİ Kİ VARSIN VE İYİ Kİ BENİM GÖNÜL DOSTUM OLDUN.

NİCE YILLARA!!!


(Not:Onun için yaptığım tiramusu tarifi ise daha önce yaptığımla aynı.Sadece bu sefer kedidili bisküvi yerine pastabanla yaptım kreması için daha önceki tarifi kullandım.

Cuma, Ocak 04, 2008

PORSELEN DEMLIK CAY SAATI TARIFLERI -9 VE JOLELI PASTA

Image Hosted by ImageShack.usPorselen Demlik Çay saati etkinlikleri son hızla devam ediyor.Bu haftaki ev sahibemiz:EDAKendisine kolaylıklar diliyorum ve hemen katılmak istediğim tarife geçmek istiyorum.Ben tatlılara biraz düşkün olduğum için yine bi,r tatlı tarifyle katılmayı uygun gördüm.Bu pastanın hem görünüşü hem de tadı çok güzel oluyor.Yalnız servis yapmadan bir gün öncesinden yapmanız gerekiyor.Umarım beğenirsiniz.

JÖLELİ PASTA
Malzemeler:

  • 2 Paket jöle
  • 1 paket kakaolu bisküvi
  • 1 su bardağı yoğurt (suyunu iyice süz)
  • Çeşitli mevsim meyveleri (muz, kiraz, vişne, elma v.b.)

Yapılışı:

  1. Jöleyi üzerindeki tarife göre yapıp üçe böl.
  2. 1 katını kalıba dök.Soğut.Meyvelerini koy.Derin dondurucuda dondur.
  3. 2. kısmına yoğurdu döküp karıştır.Onu da Donan karışımın üstüne dök.
  4. Bisküvileri un haline getir.Kalan 3. bardak jöleyle karıştır.En üstüne dök.
  5. Bir gece buzdolabında beklet.
  6. Sonra önce ocak üzerinde ben-mari usulü ısıtıp servis tabağına ters çevir.
  7. Dilimleyerek servis yap.
  8. Afiyet Olsun!

Perşembe, Ocak 03, 2008

BLOGUM 2 YASINDA VE HINDISTANCEVIZLI MARSHMALLOWLAR

Merhabalar...
Yeni yılda çok istememe rağmen girip sizlere yeni yıl mesajı bırakamadım.Üstelik 29 Aralık bloğumun doğum günüymüş ve onu da biraz gecikmeli kutlamak zorunda kaldım. İlk postumu bundan 2 yıl önce yazmışım.Geçen sene kutalamayı unutmuştum bu sene yine unutmuşum ama geç de olsa kutlayayım dedim.İyi ki de bu bloğu kurmuşum.Bu blog sayesinde birçok arkadaşım oldu hatta senelerdir görüşemediğim en sevdiğim arkadaşım da (Aybike) bu blog sayesinde bana ulaştı.Bloğum için bir pasta yapacaktım aslında ama ben tatlısever biri olarak bu marshmallowları daha uygun gördüm.Artık marshmallowlara para vermeyin evde kendiniz yapın.Üstelik çok da kolay.Tarife uymanız yeterli.

Malzemeler:
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 2 adet yaprak jelatin
  • 3/4 su bardağı sıcak su ;(ekmek makinesinin cup ölçeği ile ölçtüm ben)
  • 1 su bardağı hindistan cevizi rendesi
  • istenirse renkli şekerler

Yapılışı:

  • Yaklaşık 19 cm.eninde derin bir kabı yağlayın.
  • Jelatinleri kırıp sıcak suda eritin.Daha sonra şekerle birlikte küçük bir tencereye koyup 5 dk. kadar kısık ateşte karıştırın.
  • Yine kısık ateşte 5 dk. daha karıştırmadan pişirin.
  • Ateşi açın.Yüksek ateşte 5 dk. daha karıştırmadan kaynatın.
  • Tencereyi ateşten alın.5 dk. bekletin.Daha sonra 5 dk. da mikseri en yüksek devire ayarlayarak çırpın.
  • Hazırladığınız bu karışımı yağladığınız kaba dökün.Katılaşana dek 1 saat kadar bekleyin.
  • Hindistan cevizini bir tencereye alın.Kısık ateşte hindistan cevizi altın rengini alana dek ısıtın.Ocaktan alıp soğutun.
  • Hazırladığınız yumuşak şekeri küçük kareler şeklinde kesin.Hindistan cevizine bulayın.
  • İsterseniz renkli şekerlere veya çikolata rendesine de bulayabilirsiniz.
  • Afiyet Olsun!